19:53 - LC Waikiki Önünde Marbit’i Protesto ettiler
19:43 - Marbit’te işçilerin alacakları gasbedilmek isteniyor
18:35 - Ramazanda Cinsellik: Neler Yapılabilir, Neler Yapılmamalıdır?
18:29 - Ramazanda Diyet Beslenme Önerileri ve Sağlıklı Yaşam İpuçları
18:24 - Ramazanda Nasıl Kilo Verilir?
22:19 - 25 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
21:34 - 24 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
21:28 - 23 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
21:21 - 22 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
17:13 - Sarı Dişlerden Beyaz Dişlere Geçmenin En Önemli 4 Yolu
2030 senesi itibarıyla dünya çapında 1.12 milyar insanın obez olacağı ön görü ediliyor. Obezite dünya çapında ise 650 milyon erişkini etkiliyor. Uzmanlar, ülkemizde obezite salgını yönünden kırmızı alarm verilmesi gerektiğini, zira son bilgilere göre ülkemizdeki erişkin kişilerin yüzde 32,1’inin obeziteden muzdarip olduğunu söylüyor.
4 Mart Dünya Obezite Günü’ydü. Küresel bir salgına dönen obezite tehlikesi ile alakalı konuşan Obezite ve Metabolik Cerrahi Eksperi Opr. Dr. Elnur Hüseynov, Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) bilgilerine göre globalde 1,9 milyar çok kilolu ve 650 milyon obez kişi bulunmaktayken, Türkiye’de de bu oranın son derece yüksek bulunduğunu söyledi. “2022 Avrupa Obezite Raporunda Türkiye’de erişkinlerin aşağı yukarı yüzde 32,1’i obezite pandemisinin tesiri altında bulunduğu bildirildi” diyen Opr. Dr. Hüseynov, kime obez diyebiliriz? Bunun amacıyla beden kitle indeksi ne olmalı? Sorusuna şu cevabı verdi: “VKİ beden ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle (kg/m2) hesaplanır. VKİ, 25-29.9 aralığında ise pre-obez 30-34.9 kg/m2 ise 1. Derece obez, 35-39.9 kg/m2 ise 2. Derece obez, 40 kg/m2 ve üzeri ise 3. Derece (morbid) obez olarak sınıflandırabiliriz.”
SALGINLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Günümüzde dünyanın resmen obezite salgınıyla karşı karşıya bulunduğunu bildiren Opr. Dr. Hüseynov, obezite farkındalığını çoğaltmak amacıyla yapılması gerekenleri şu şekilde anlattı: “Günümüzde çoğalan fast food tüketimi, düzensiz ve sıhhatsız beslenme ve inaktif hayat tipiyla birleşince obezite kaçınılmaz bir hastalık halina gelmiştir. Giderek çoğalan bu meseleye çözüm sağlanması hedefiyle farkındalığı çoğaltmak son derece kıymetlidir. Genellikle okullarda öğrencilere beslenme eğitimi verilmesi, aile sağlığı merkezlerinde obezite riski değerlendirilmesi, sosyal medya ve televizyon kanallarında bilgilendirici obezite farkındalığı reklamları yayınlanması, bilgilendirici aktivite ve konferansların artırılması gibi faaliyetlerin uygulanması obezite farkındalığını artırmada son derece etkili olacaktır.”
BESLENME EĞİTİMİ VERİLMELİ
Obezitenin çoğu hastalığa zemin hazırladığını da dile getiren Opr. Dr. Hüseynov, “Obezite yanısıra çoğu hastalık ile gelir. Genellikle hipertansiyon, hiperlipidemi, hiperkolesterolemi, hipertrigliseridemi, Tip 2 DM, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, astım, kas-iskelet sistemi problemleri, ruhsal problemler, osteoartrit, uyku apnesi gibi problemler obezite neticesi meydana çıkabilmekte ve hastanın hayat niteliğini düşürmektedir” dedi. 2030 senesi itibarıyla dünya çapında 1,12 milyar insanın obez olacağının öngörüldüğünü dile getiren Opr. Dr. Hüseynov, “Öncelikli olarak derli toplu kilo ve sıhhat kontrolleri ile birlikte obezite riski taşıyan kişilere beslenme eğitimi bilgilerek pre-obez hastalara destek sağlanabilir. Çocukluk çağında yüksek kilolar göz ardı edilmemeli ve ufak yaştan itibaren okullarda beslenme eğitiminin mecburi duruma gelmesi etkili olacaktır. Okullarda ve işyerlerinde paketli ve sıhhatsız besinlerin satışının yasaklanması ve ulaşım kolaylığının azaltılması gibi faaliyetler toplum sağlığı amacıyla yarar sağlayacaktır” dedi. “Diyabet, kalp, kanser, inme ve çoğu hastalık obezite ile ilişkilendiriliyor” diyen Opr. Dr. Hüseynov, hayat tipi değişikliklerinin tek başına bu harp amacıyla yeterli mi? Sorusuna şu cevabı verdi: Diyabet, kalp, kanser, inme gibi hastalıklarda hayat tipi farklılığı son derece etkili olacaktır. Fakat kişiin aile hikayesi ve bölgesel faktörler de hastalık oluşumunu tetikleyebilir. Obezite ve obeziteye eşlik eden hastalıklar çoğu yönden ele alınmalı.” Opr. Dr. Hüseynov, obezitenin başka süreğen hastalıklar gibi belirtilere, semptomlara ve komplikasyonlara sahip bulunduğunu söyleyerek “Genellikle obez kişilerde BKİ’nin 30 kg/ m2 ve üzeri olması, kişiin bel ölçüsünün kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm ve üzeri olması, bel/kalça oranının kadınlarda 0.85, erkeklerde 1’den çok olması android tip obezite olarak kabul edilir ve diyabet öncelikli olmak üzere çoğu süreğen hastalığın habercisidir. Doğru beslenme ve egzersize ek olarak kalıtsal faktörler ile hormonlar, obezite ve süreğen hastalıklarla direkt olarak ilişkilidir” dedi.
DUYGUSAL YEME GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
OBEZİTENİN süratli ilerleyişini durdurmak amacıyla nasıl bir plan yapılması lüzumluliğini ise Opr. Dr. Hüseynov, şu şekilde anlattı: “Öncelikli olarak obezite değerlendirilmesinde kişiin ruhsal sıhhat hali kesinlikle sorgulanmalıdır. Genellikle çağımızın problemi duygusal yeme göz ardı edilmemeli ve kişiler multidisipliner olarak değerlendirilmelidir. Aile sağlığı merkezlerinde beslenme uzmanlarının artırılması ve hastalara özel olarak yaklaşılması obezite prevalansının gittikçe yükselmesine bir noktada engel olabilir.”
HALK SAĞLIĞI SORUNU
TÜRKİYE’DEKİ obezite problemini değerlendiren Opr. Dr. Hüseynov, şu cevabı verdi: “Ülkemizde obezite salgını yönünden kırmızı alarm verilmesi yerinde olur. Çünkü son bilgilere göre ülkemizdeki erişkin kişilerin yüzde 32,1’i obeziteden muzdariptir. Bu noktada bir halk sağlığı problemi halina gelen obezite amacıyla lüzumlu önlemlerin alınması ve tedavi amacıyla farkındalığın artırılması son derece mühimdir.”
OBEZİTE AMELİYATI ARTI YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ
Opr. Dr. Hüseynov, obezite ameliyatlarıyla alakalı de “Obezite tedavisinde cerrahi müdadurumaye VKİ, 35 kg/m2 ve üzeri olup yan hastalıkların zenginliği halinde ya da VKİ, 40 kg/m2 ve üzeri olması halinde başvurulabilir. Fakat hastada ameliyat ardından dönemde hayat tipi farklılığı sağlanamaması ve beslenme alışkanlıklarının değiştirilmemesi halinde obezite ameliyatı kalıcı bir çözüm olmaktan çıkmaktadır” dedi.