19:53 - LC Waikiki Önünde Marbit’i Protesto ettiler
19:43 - Marbit’te işçilerin alacakları gasbedilmek isteniyor
18:35 - Ramazanda Cinsellik: Neler Yapılabilir, Neler Yapılmamalıdır?
18:29 - Ramazanda Diyet Beslenme Önerileri ve Sağlıklı Yaşam İpuçları
18:24 - Ramazanda Nasıl Kilo Verilir?
22:19 - 25 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
21:34 - 24 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
21:28 - 23 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
21:21 - 22 Şubat 2023 Günlük Burç Yorumları
17:13 - Sarı Dişlerden Beyaz Dişlere Geçmenin En Önemli 4 Yolu
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, depremin etkilediği 10 ilde yaşanan felaketten ötürü seçimlerin ertelenmesi davetinde bulundu. Arınç, “Ne mayısta ne haziranda seçim olmaz, olamaz. Devlet bürokrasisinin vatandaşlarımızın yaralarına merhem olmasına odaklanması amacıyla seçimlerin ivedilikle ertelenmesi lazım. Bu bir tercih değil zarurettir.” ifadelerini kullandı.
Eski TBMM Başkanı, AK Parti kurucularından Bülent Arınç, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde ortaya gelen depremlerin sonrasında yaşanan felaketten ötürü en geç 2023 Haziran ayında yapılması gereken Cumhurdiğernlığı ve Milletvekili Seçimlerinin ertelenmesi çağrısını yaptı. Bugün yazılı açıklama yapan Arınç, seçmen kütüklerinin geçersizleştiğini ve seçim yapmanın hukuken ve fiilen imkânsız duruma yaklaştığını öne sürerek, tercihlerin 2024 Yerel Seçimleriyle birleştirilmesi ya da tercihlerin Kasım 2023’e ertelenmesi önerisinde bulundu.
“VATANDAŞLARIMIZ ŞU AN SEÇİM DEĞİL YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR”
Arınç’ın sosyal medya vasıtasıyla yaptığı açıklama şöyle: “Tarih kitaplarına belki de Büyük Güneydoğu Anadolu depremi olarak geçecek, tesiri senelere yaseneacak, gönlümüzde ve ruhumuzda onulmaz yaralar açan devasa bir felaket yaşadık. Bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rAhmet, yakınlarına ve büyük milletimize başsağlığı diliyorum. Afetin acı bilançosu vakit geçtikçe daha da gün yüzüne çıkıyor. Binlerce kaybımız var, on binlerce yaralımız var. Artık kayıplarımızın rakamlarını vermekten, duymaktan korkar duruma geldik. Birçok işyeri ve ev yıkıntı durumunde. Depremden büyülenen on şehrimizin büyük bir alanı yıkılmış halda. Acısını yüreğinin en derinlerinde hisseden milletimizin ağzını bıçak açmıyor. Vatandaşlarımız şu an seçim değil hayat mücadelesi veriyor. Ahval bu iken birtakım siyasetçilerin ve gazetecilerin seçimin mayısta mı haziranda mı yapılacağını tartıştığını görüyoruz.
“ALLAH’TAN KORKUN, HALA ENKAZ ALTINDA CESETLER VAR”
Allah’tan korkun, hala yıkıntı altında cesetler var. Seçmenden bahsedilemezken seçimden konuşmak nasıl olası oluyor? Böyle bir dönemde acılarıyla yüzleşen vatandaşlarımıza karşı seçim propagandası mı yapacaksınız, oy mu isteyeceksiniz? Aday mı olacaksınız, miting mi yapacaksınız? Bunları hangi yüzle yapacaksınız? Seçmen yok, sandık yok. Bunların yanı sıra bölümde adli ve idari bürokrasi yok. Halk size demez mi: ‘Vatandaş can derdinde, siz ne derdindesiniz?’ diye.
“MANZARA O KADAR ACI Kİ; BURALARDA SEÇMEN KALMAMIŞ”
Ortalama 15 milyon vatandaşımızın etkilendiği bu felakete maruz kalan şehirlerimiz TBMM’de toplam 85 milletvekili ile temsil ediliyor. Manzara o kadar acı ki; buralarda seçmen kalmamış. Hem seçmen kütükleri geçersizleşmiş hem de seçim gerçekleştirmek hukuken ve fiilen imkânsız duruma gelmiş. Belki de seçime gidilirken Yüksek Seçim Kurulu nüfus sayımı ile bu illerin kaç milletvekili ile temsil edileceğini tekrar hesaplayacaktır.
“NE MAYISTA NE HAZİRANDA SEÇİM OLMAZ, OLAMAZ”
Belki de tarihimizin en acı felaketini hayat sürdüğümüz bugünlerde, ülke bir an öncesinde seçim stresinden kurtulmalıdır. Buna vatandaşımızın da bürokrasinin de siyasetin de gereksinimi var. Daha açık ve net ifade etmek gerek görülürse ne mayısta ne haziranda seçim olmaz, olamaz. Devlet bürokrasisinin vatandaşlarımızın yaralarına merhem olmasına odaklanması amacıyla tercihlerin ivedilikle ertelenmesi lazım. Bu bir tercih değil zarurettir. Anayasanın 78. maddesini ileri sürerek tercihlerin yalnızca harp sebebiyle ertelenmesinin olası olduğunu söyleyenlere tek yanıt yeterli olacaktır: Evet, bu hüküm var ama anayasalar mübarek metinler değillerdir, hukuki metinlerdir. Yasama organı her vakit anayasa maddesini ilga edebilir, değiştirebilir ve yenisini koyabilir.
“NİTELİKLİ ÇOĞUNLUKTA UZLAŞMA” ÇAĞRISI
Şahsi düşünceme göre yapılacak basittir: Sayın Cumhurdiğernımız bizzat, mecliste grubu tespit edilen siyasi partilerin genel diğernlarıyla bir araya gelmeli ve bu zaruretin nasıl aşılacağı konusu ile alakalı onlarla istişare etmelidir. Anayasanın 78. maddesine konulacak bir fıkra, sahip olunan hükme ilaveten, resmen inanılmaz hal ilanındaki gerekçeye benzer şekilde deprem aynısı afetlerde de tercihlerin ertelenmesini hükme bağlayabilir. Şüphesiz anayasa hükmü olacağı amacıyla bütün partilerin ve milletvekillerinin nitelikli çoğunlukta uzlaşmaları gerekmektedir. Hem de anayasanın 79. maddesi seçimle alakalı YSK’yı görevlendirmiştir. 7062 Sasenesi Yüksek Seçim Kurulu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’unun 6. maddesine göre YSK toplanarak sahip olunan hal karşısında tercihlerin 2023 Mayıs ya da Haziran aylarında yapılmasının olası olmadığına karar verebilir ve bu kararı gereği yapılmak üzere yasama organına bildirebilir. Ben bütün siyasi partilerin bu büyük felaket karşısında büyük üzüntü duyduklarına, ellerindeki bütün imkanları depremzedeler yararına kullandıklarına, hepsinin yurtseverliklerine ve samimiyetlerine gönülden inanıyorum. Tıpkı milletimizin değişik kesimlerinin el ele verilen gibi iktidar ve mudurumafetin de el ele sunarak milletimizin bütün yaralarını saracaklarını ve kuşkusuz demokrasi gereği tercihlerin de gönül huzuruyla yapılacağını düşünüyorum.
“SEÇİMLER BİRLEŞTİRİLEBİLİR”
Benim tercihleri erteleme konusu ile alakalıki naçizane düşüncelerim şunlardır: Birinci tercihim; Milletvekili ve Cumhurdiğernlığı Seçimleri ile 2024 senesi Mahalli İdareler Seçimleri birleştirilebilir. Bunun geçmişte örnekleri vardır. Bu yöntemle halka çoktan tercih hakkı verilecektir. İkinci tercihim Cumhurdiğernlığı ve Milletvekilli Seçimlerinin ötelenerek Kasım 2023’te yapılmasıdır. Üçüncü tercihim ise ilk iki seçenekte anlaşılamadığı takdirde bütün siyasi partilerin mutabık kalacağı diğer bir tarih üstünde uyuşma sağlanmasıdır.
“HAZİNE YARDIMI DEPREMİN YARALARININ SARILMASI İÇİN KULLANILMALI”
Sonuç itibariyle ne olursa olsun bu zaruret durumu bundan ötürü seçimler bir defaya mahsus olmak üzere tehir edilmelidir. Seçimleri ertelemeye yönelik teklifim kabul görürse detaylı olarak diğer düşüncelerimi de ifade edebileceğim. Henüz yalnızca şunu söylemekle yetineceğim; depremin ekonomik maliyetinin 100 milyar doların üstünde olacağının ön görü edildiği bu dönemde, bu sene seçim olacakmış gibi bütçeye eklenilen üç kat hazine yardımı hemen durdurulmalı ve bu oran depremin yaralarının sarılması amacıyla kullanılmalıdır. Bu kapsamda partilere ödenmiş olan oranlar da geriye alınmalıdır.
“CUMHURBAŞKANI VE MİLLETVEKİLLERİ GÖREVLERİNE DEVAM ETMELİDİR”
Yine bir fıkra ile tespit edilen seçim tarihine kadar Cumhurdiğernı ve milletvekilleri görevlerine devam etmelidir. Meclisin çalışacağı bu dönemde yalnızca seçimin ertelenmesine yönelik ve yapılacak yardımlara yönelik yasalar çıkarılmalıdır. Bunun aksine bütçeye ve maliyeye yük getirecek yeni düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Kendileri amacıyla yasa çıkmasını bekleyen toplumun bütün kesimlerine de hiçbir hak kayıplarına uğramayacakları taahhüt edilerek gelecekte yapılacak düzenlemelerle geçerlilik tarihinin/yürürlük tarihinin bugünden itibaren olacağı garantisi verilmelidir.”